Forum Paylaşım
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Forum Paylaşım

SeSSizLiğin BozuLduĞu Yer..!!
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapOyuN $aLoNu
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» KomİkSs..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 1:02 pm tarafından Admin

» Domuz GribiyLe iLgiLi Herşey..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 12:39 pm tarafından Admin

» HanGi DügME LambaYı Yakar..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 12:37 pm tarafından Admin

» Forum OyuN SitEmiz AçıLmışTır..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 12:34 pm tarafından Admin

» Doğa için çal!
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 12:31 pm tarafından Admin

» GriPpin Artık 4 Kişi..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyPaz Ara. 06, 2009 12:29 pm tarafından Admin

» DriVEr İStekLERininZi Konu AçaRAk PayLAşnız..
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyÇarş. Ara. 02, 2009 5:21 pm tarafından Admin

» Western Digital 1 Tb (Yeni) My Book Elite İnceleme
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyÇarş. Ara. 02, 2009 5:18 pm tarafından Admin

» HIS Radeon HD 5750 ICEQ+ gün ışığına çıktı
Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyÇarş. Ara. 02, 2009 5:15 pm tarafından Admin

RekLamLar

Paylaş  | 
 

 Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
Admin
TeKno-MannAq(AdMin)
TeKno-MannAq(AdMin)


Mesaj Sayısı : 104
Rep Gücü : 310
Kayıt tarihi : 24/04/09
Yaş : 34
Nerden : RiZe

Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... Vide
MesajKonu: Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe...   Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe... EmptyCuma Mayıs 01, 2009 10:39 am

Felsefe Sözcüğünün Anlamı

Felsefe sözcüğü ilk kez Antik Ege'de Samos'lu matematikçi düşünür, Pythagoras (Pisagor İ.Ö. 6.yy) tarafından kullanılmıştır. Pythagoras; dost ve bilgi anlamlarındaki filos ve sofia sözcüklerini yan yana getirerek kendisini ifade etmiştir. Çünkü ona göre eksiksiz bilgelik (sofia-sophia) ancak tanrılara yakışır. İnsan ise sofia'nın yalnızca dostu olabilir. Yani felsefe bilginin dostu anlamı taşımaktadır.
İ.Ö. 4. yüzyılda Atina'lı düşünür Platon bilgiyi doxa ve sofia olarak ikiye ayırdıktan sonra; bu bilgilerin ardına düşen farklı iki anlayışta insan tanımı yapar. Bu dünyanın aldatıcı bilgileri peşinde koşan filodox ve gerçek bilgiyi arayan filozof...
Platon'un bu tanımı yaygın kabul görür. Ortaçağa, öğrencisi Aristoteles ile birlikte damgasını vuran Platon'un görüşleri; İslam kültüründe de en az batıdaki kadar etkilidir. Hatta Platon o kadar kabul görür ki; adı Eflatun'a bile çıkar. Sufi, sofu ve feylesof sözcükleri Filosofia sözcüğüne karşılık gelmektedir.
Bu sözcükler, İslamiyet'in kabulünden sonra Türkçe'ye de girerek günümüzde kullandığımız biçimi almıştır. Platon'un adı dilimizde çoğu zaman Eflatun olarak kullanılır.
Felsefenin Doğuşu

İnsan, bugünkü biyolojik yapısına, ellibin yıl önce, iki milyon yıl süren bir evrim sürecinin sonucunda ulaşmıştır. O günden bu yana yaşamış olduğumuz süreç toplumsal değişim sürecidir. Bunun ilk bölümünde önemli bir değişim de yoktur. Bugüne gelindikçe değişim giderek hızlanır. Günümüzde ise toplumsal değişim baş döndürücü bir hal almıştır.
İnsan, ilk dönemde tıpkı diğer hayvanlar gibi, doğada hazır bulduklarını toplayarak ya da avlanarak yaşamını sürdürür. Ama insan, hayvanlardan farklı olarak, bunu yaparken alet yapar ve yaptığı aletleri kullanır. Bu özelliği sayesinde doğaya her gün biraz daha fazla egemen olurken; kendisini de her defasında yeniden yaratmıştır.
İlkel Kominal dönemde yaptığı aletlerle doğayı hızla tüketen insan, her defasında yeni bir doğal bölgeye göç ederek yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. Ancak bu süreç zaman içinde doğanın yeniden üretilmesi ile sonuçlanmıştır. İnsan, artık, doğayı doğrudan tüketmenin yanı sıra, doğayı sayısal olarak üreterek yeni bir yaşam biçimi oluşturmuştur. Doğanın sayısal olarak üretilmesi iki farklı alanda uzmanlaşmış farklı iki toplum yaratmıştır. Bu toplumlardan ilki, bitki tarımı yapan ve bu nedenle de toprağa bağlı yaşayan köyler, yani uygar toplumlardır. İkincisi, hayvanları evcilleştirip üreterek yaşamını sürdüren, topraktan belli ölçüde bağımsız göçer barbar toplumlardır.
İlkel Kominal dönemde toplumların üretim ve tüketim etkinlikleri ve bunun sonucu oluşturdukları kültür de birbirine çok benzemektedir. Oysa doğanın sayısal olarak üretilmesindeki iki farklı etkinlik birbirine benzemeyen iki ayrı toplum biçimi yaratmıştır.
Toplumlar arasındaki; doğal kaynakların, toprakların veya ürünlerin paylaşılması konusunda çıkan anlaşmazlıkların güç kullanılarak çözümlenmesinde; barbarlar genellikle uygarlardan daha kazançlı çıkmışlardır. Bu nedenledir ki barbar sözcüğü kaba kuvvetle eş anlamda kullanılagelmiştir.
İki farklı kültür, günümüzden 5000 yıl önce, Mezopotamya'da ortak bir üretim süreci oluşturmuşlardır. Hayvan gücü kullanılarak yapılan tarım, başka bir deyişle karasaban devrimi, insanın tükettiğinden fazla üretmesine neden olmuştur. Bu durum toplumun yeniden organizasyonu ile sonuçlanmış ve devlet kurumu doğmuştur.
Devletle birlikte toplumsal düzeni sağlayan yaygın yaptırım güçleri; gelenek, örf, adet ve töre, yerini, devletin koyduğu daha net ve kesin yaptırım gücü olan hukuka bırakmıştır. Hukuk; devletin toplumsal düzeni belirleyerek denetlediği, yazılı kurallar sistemidir. Yani artık insan yazmaktadır. İnsanın ilk yazılarında yalnızca yasalar değil aynı zamanda mitolojik öyküleri de vardır. Bu dönemin yazılarının en genel özelliği imzasız yani anonim olmalarıdır.
Bu dönemde doğa olayları ve gök cisimleri sıkı bir gözlemle bilinebilir hale gelmiştir. Ancak bu tür bilgiler rahipler sınıfının dışına hiçbir şekilde sızdırılmamıştır.
İ.Ö. 1000 yıllarında, bu kez Ege, ulaşmış olduğu gelişmişlik düzeyi ile insanlık için yeni bir kilometre taşı oluşturmuştur. Gelişen tarımsal üretim pazarı büyütürken, yeni bir değişim aracının doğmasına neden olmuştur: para. Para, bir yandan değişimi kolaylaştırırken, diğer yandan da zenginliğin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bu sayede Ege kentlerinde yeni varlıklı sınıfın doğmuştur.
Bu varlıklı sınıf, ekonomik güçlerini toplumsal yönetime ortak olma doğrultusunda kullanarak, tarihte ilk kez daha yaygın bir egemenliğin yaşanmasına, yani sınıfsal özellik de taşısa ilk demokrasinin doğmasına neden olmuştur.
Demokrasi yetişmiş insana gereksinim duyduğundan, bu dönemde bilgi değer kazanarak yaygınlaşmıştır. Bilim ruhban sınıfın tekelinden kurtulmuş ve yaygınlaşmıştır. Örgütlü olmasa da eğitim yaygınlaşarak; akıl dogmaların yerini almaya başlamıştır. Çok tanrılı dinlerin de etkisi ile dini bir hoş görü yaygınlaşmıştır.
İ.Ö. 8. yüzyıla gelindiğinde, yazı gelişerek bireyselleşmiş, hukuk ve mitlerin dışında bireysel duygular ve bilim, yazının konuları içine girmiştir. Hatta ilk kez kişisel hukuk denemeleri ve krallığın dayattığının ötesinde tarih yazılmıştır.
İ.Ö. 6. yüzyıldaysa Miletli Thales (Tales) insan aklını binlerce yıldır kurcalayan "Evren nedir?" sorusuna ilk kez dinlerin dışında bir yanıt aramıştır. İşte bu felsefenin başlangıcıdır. Bu başlangıçta:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forumpaylasalm.yetkinforum.com
 

Felsefe Sözcüğünün Anlamı, Doğuşu Ve Ortaçağda Felsefe...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Paylaşım :: KüLtüR & SaNaT :: EdeBiYaT Ve FeLseFe -